Hepimizi ilgilendiren ve çoğu zaman üzerinde durmadığımız bir kavram toplumsal hiyerarşi. Bu sosyal olguyu açıklamak için öncelikle hiyerarşi nosyonunu ele alalım.
Yunanca bir kelimeye dayanan hiyerarşi kavramı, altlık üstlük ilişkisini ve bu altlık üstlük ilişkisi içindeki statü farklılıklarını sınıflandırır. Hiyerarşi kısaca bir sınıflamadır. Makamların, rütbelerin önem sıralaması hiyerarşiye bir örnektir. Çokça karşımıza çıkmıştır hiyerarşi piramidi. Örneğin anayasa, kanunların hiyerarşik sınıflandırılmasında en üstte yerini alır piramitte. Anayasayı, kanunlar, KHK'lar ve uluslararası antlaşmalar izler. Bu piramit aşağı doğru tüzükler, yönetmelikler, adsız düzenleyici işlemler şeklinde devam eder.
Peki Toplumsal Hiyerarşi ne demek? Toplumsal hiyerarşi, toplumdaki bireylerin veya grupların altlık üstlük ilişkisini toplumsal statü açısından sınıflandırır. Sosyal statü, bir bireyin içinde bulunduğu toplumdaki veya içinde yaşadığı kültürdeki konumudur. Statükocu kişiler yeni var olan durumun değişmesini istemeyen kişiler, toplumsal hiyerarşideki değişimi, dönüşümü istemeyen kişilerdir. Öteden beri süregelen toplumsal yapının korunmasını isterler. Statükocuların söz sahibi olduğu bir toplumda var olan hiyerarşide yatay hareketlilik söz konusuyken, dikey hareketlilik çok zor hatta imkansızdır.
Nedir bu yatay sosyal hareketlilik ve dikey sosyal hareketlilik? Yatay hareketlilik bireyin ekonomik durum, eğitim durumu ve yaşam tarzı bakımından değişiklik yaşamaması demektir. Yani birey, sosyal statü değişikliği yaşamaz. Örneğin kişi meslek değiştirmesine rağmen ekonomik açıdan değişim yaşamıyorsa ve prestiji etkilenmediyse yatay sosyal hareketlilik yaşıyor demektir. Dikey hareketlilik de bireyin sosyal statü değişikliği yaşaması demektir. Ekonomik durum, eğitim durumu ve yaşam biçimi değişikliği bağlamında daha önce bireyin bulunduğu sosyal çevre ve sosyal tabakadan daha üst bir sosyal çevreye ve sosyal tabakaya yükselmesidir dikey sosyal hareketlilik. Belki tepki alacağım ama söylemeden geçemeyeceğim. Konformist insanların yani sorgulamadan itaat eden insanların daha çok yatay sosyal hareketliliği deneyimlediklerini, sorgulayarak yaşayan insanların da dikey sosyal hareketliliği daha çok yaşadıklarını düşünüyorum. Elbette istisnai durumlar söz konusu olacaktır.
Toplumda oluşan hiyerarşik düzende en etkili kurum ekonomik durumudur. Kişinin sosyal statüsüni belirleyen eğitimden ve diğer faktörlerden daha çok ekonomik durumudur. Ne yazık iyi eğitim almış bir birey ekonomik açıdan daha güçlü birinden daha düşük bir sosyal statüye sahip olabiliyor. Hiyerarşik açıdan altlık üstlük ilişkisini belirleyici gücün eğitim ve diğer faktörler değil de ekonomik gücün olması oldukça yıpratıcı bir durum birey açısından. Hatta bu durum toplumun niteliğini düşüren bir durum. Bireyin eğitim durumunun ve nezaketinin ekonomik durumundan bağımsız olarak toplumsal hiyerarşide belirleyici olması temennisiyle...
Sosyolog ve Aile Danışmanı
Emine SUBAŞI