Ekrem İmamoğlu: “Cumhurbaşkanı adaylığı kavramı kirlendi”
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu adaylık kavramı, yani ‘aday mısınız?’ boyutu kirlendi. Bu, her gün yazılan çizilen bir pozisyona evrildi ve bu gerçekten bizi yoran bir iş” dedi.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, medya temsilcileri ile bir araya geldi. İmamoğlu, açıklamalarının ardından medya temsilcilerinin sorularını cevapladı.
Bir gazeteci tarafından İstanbul Büro Başkanlığına seçilen İbrahim Kaboğlu’nun Anayasa’nın ilk 4 maddesine dokunulabileceğine yönelik açıklamalarını sorması üzerine İmamoğlu, Anayasa’nın ilk dört maddesinin Türkiye’de mevzu edilecek bir durum olmadığını dile getirdi.
“Kaboğlu, kötü bir başlangıç yaptı”
Kaboğlu’nun açıklamalarını ‘talihsiz açıklama’ olarak nitelendiren İmamoğlu, “Bugünden ürettiği polemiğin hem kendi iş düzenine ve anlayışına hem kapsadığı baronun anlayışına ters olduğunu düşünüyorum. Kötü bir başlangıç yaptı, üzüldüm şahsı adına” ifadelerini kullandı.
“Hala ülkenin kurumlarına güzel dinimizi alet ederek mekanizmalar oluşturan yapılar vardır”
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ölümünün sorulması üzerine İmamoğlu, Türkiye’ye çok büyük bir travma yaşatıldığını kaydederek, “Bu ülkede başka örgütlerin, oluşumların üreme ve türeme kapasitesi vardır ve bu hala devam etmektedir. Hala ülkenin kurumlarına sızan, güzel dinimizi ve inancımızı alet ederek mekanizmalar oluşturan yapılar vardır. Bunların karşısında hala susanlar vardır ve bu susanlar Türkiye’nin niçin hala o uçurumun kenarında gezdirilmesine fırsat veriyorlar?” açıklamasında bulundu.
“Ben ciddi bir yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum”
Bir gazeteci tarafından "ahmak davası" olarak bilinen ve istinaf sürecinde bulunan davanın sorulması üzerine İmamoğlu, “Ben kimseye ahmak demedim, bana ahmak diyene sözünü iade ettim, bu çok net. Bunu sokaktaki çocuğa sorun, size bunu şu anda anlatacak durumda ama bu konu tartışılıyor ve gerçekten ülkemizi meşgul ediyor. Ben de açıkçası bundan çok büyük üzüntü duyuyorum. Ben ciddi bir yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum. 2019 yılından beri bu konunun gündemde tutulması yaşandığı ortamdan yaklaşık bir yıl, bir buçuk yıl sonra bir soruşturmaya daha doğrusu bir yargıya sevk edilmesi komik bir durum. Bunu bazen yurt dışında soranlar oluyor, vallahi nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Utanıyorum ve anlatamıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, İmamoğlu, bu davanın istinaf sürecinde sonlanarak gündemden çıkmasını beklediğini sözlerine ekledi.
“Cumhurbaşkanı adaylığı kavramı kirlendi”
Bir gazeteci tarafından cumhurbaşkanı adayı olup olmadığı sorulması üzerine İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu adaylık kavramı, yani ‘aday mısınız?’ boyutu kirlendi. Bu, her gün yazılan çizilen bir pozisyona evrildi ve bu gerçekten bizi yoran bir iş. Biz zaten yola çıkmış durumdayız. Bakın, ben bu kadar cümleyi, bu kadar net kuruyorum ki bu sisteme karşıyız. Yeni bir demokratik düzeni kurma konusunda kararlıyız. Yeni, güçlü, demokratik bir halkçılık, dayanışmacı bir ülke, kapsayıcı, kutuplaştırmayan bir toplum var etme duygusu, sıçrayarak kalkınan bir ülke ile her şehre ve her beldeye vizyon koyabilen bir ülke var etmek istiyoruz. 2023 seçimlerini kaybettiğimiz günün bir gün sonrasında bir hedef ortaya koyan birisiyim. Bu bağlamda bunun bir adaylıkla tarif edilecek bir pozisyonu yok. Günü geldiğinde adaylara da milletimiz karar verecek. Bir kısım elitlerin ya da birkaç kişinin yön vereceği ya da şekil vereceği bir biçim değildir. Kaldı ki benim sonuçta bir partim var, partimin alacağı karar var. Onun karar mekanizmaları var, bunlar işleyecek. Cumhurbaşkanına da millet karar verecek. Bu alanda biz bu yolun doğru bir doğrultuda çizilmesi gayreti içerisinde olan bir anlayışa sahibim.”
“Tabii ki bir el sıkışma değerlidir”
Kamuoyunda son dönemde yer alan yeni bir çözüm süreci tartışmalarının sorulması üzerine İmamoğlu, Kürt meselesinin Türkiye’nin önemli bir meselesi olduğunu ve bu durumun şimdiye kadar çözülemediğini kaydederek, “Bu meclisteki el sıkışma üzerinden yorum yapılacak bir meselede değil Tabii ki bir el sıkışma değerlidir. Bir el sıkışmayı alkışlamak yerine bugüne kadar niçin el sıkışılmadı diye eleştirmek daha doğru olur diye düşünüyorum. Türkler, Kürtler ve diğer etnik kökenler bu milletin ayrılmaz birer parçasıdır. Bizim birliğimiz, beraberliğimiz ve bütünlüğümüz sadece Türkiye’nin güvenliği değil yakın coğrafyamızın güvenliği için de çok kıymetlidir. Ülkenin içinde bulundurduğu farklı etnik kökenlerin birliği ve beraberliği için bir düşman aramaya da gerek yoktur. Düşman arayarak, bir düşman bularak, birlik beraberliğe çağrısı da olmaz” dedi.
“Hukuka dair bir engeli olmadığı yerde herkesin aday olması hak olacağı gibi Erdoğan’ın da aday olması haktır”
Olası bir erken seçim ihtimalinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olarak görmek isteyip istemediği sorulması üzerine TBB Başkanı İmamoğlu, “ Bir dahaki genel seçimden sonra Erdoğan’ı cumhurbaşkanı olarak görmek istemem ama ondan önce nerede olacağı beni ilgilendirmiyor. Elbette hukukun işlemesi, hukukun önde olması şarttır. Hukuki şartlarla beraber, meşru bir düzenle, meşru bir sistemle adaylıkların oluşması gereklidir. Bu bağlamda, günü geldiği noktada, hukuka dair bir engeli olmadığı yerde herkesin aday olması hak olacağı gibi Erdoğan’ın da aday olması haktır. Buna ben yorum yapmayı doğru da bulmam” dedi.