BAŞARI MI? BAŞARILI PARA MI?

Başarıya giden yolu konuşuyoruz evet bugün. Dünyada 5.3 trilyon dolarlık işlem hacmi olan bir piyasada nasıl başarılı olacağımızı konuşuyoruz. Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor. Tüm işlemlerden para kazanacağız diye bir kural yok, buna ihtimal yok. Daha net olan bir tablo var. Piyasalarda yeteri sayıda işlem yapıyorsak geriye dönüp baktığımızda göreceğimiz tablo %50 - %50 lik bir sonuç. Burada önemli olan husus kazandığmızda daha fazla kazanıp kaybettiğimizde daha az kaybetmek. Diğer türlü %50’lik bir başarıyı %80’e çıkarmak, bana sorarsanız bu piyasada biraz imkansız. Piyasa dediğimiz şey insanlardan oluşuyor. Bu piyasayı sadece 100 kişiden oluşan bir grup olarak düşünsek bile, bu 100 kişi birbirini bilmiyor, kimin hangi hamle yapacağını bilmiyor. Ben tepeden bu kişilere baksam, takip etsem, herkesin ne düşündüğünü bilsem bile işime yaramaz. Çünkü her bir birey anlık olarak fikrini değiştirecek, anlık bir değişim olacak ekranlarda, diğer kişilerde fikrini değiştirecek. Kişilerin düşüncelerini bilsem bile işime yaramayacak. 15 saniye sonra fikrinizi değiştireceksiniz, diğeri de değiştirecek. Bunu kovalayıp sürekli bir doğru tahmin yapmanın imkânı yok. Bizler burada yanlış bir çaba içinde oluruz. Eğer kişilerin hareketlerini tahmin etmekten ziyade kendi planlamamızı doğru bir şekilde yapmak ve az kaybetmeye yönelik hareketlerimizi planlamak bizler için daha da ödüllendirici olacaktır.
Bizler söz konusu para olunca çarpık davranış biçimlerimiz ortaya çıkıyor. Eğer bu piyasada kalıcı olmak istiyorsak bu davranışlarımızı yoğurmamız gerekiyor. Üç ayaklı masa düşünün. Masanın bir ayağı planlama, bir ayağı Risk Yönetimi diğer ayağı ise Kişisel Disiplin. Bu masanın herhangi bir ayağı olmaz ise göçersiniz. Dünyanın en iyi "Risk Yönetimine" sahip olun. Eğer "Kişisel Disiplininiz" yok ise çökersiniz.
Biraz bu piyasada nasıl bir planlama yapacağımızdan bahsedelim. Malı en ucuz noktadan almaya çalışıyoruz, bunu neden yapıyoruz? Bu hepimizin yaşadığı davranışsal bozukluğun başında geliyor. Unutma, biz ticaret yapmıyoruz, biz piyasada başarılı parayı kovalıyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz 100 kişi üzerinden gidelim. Bu grubu ikiye bölelim. Aynı fiyattan 50 kişi o malı alsın, diğer 50 kişi aynı fiyattan o malı satsın. Eğer bu kişiler pozisyonu iyi yönetirse, bu 100 kişi de kar edebilir. Nasıl mı? Hadi biraz daha detaya inelim.
Pozisyona girdiğim yerin veya uzun – kısa pozisyonun benim için hiçbir önemi yok. Bizim için en önemlisi pozisyona girdikten sonraki risk seviyemiz ve planlarımız. Pozisyona girmeden önce hiçbir riskimiz yoktu, dertlerimiz sıkıntılarımız yoktu, ama şimdi üzerine çalışmalar yapmam gereken, çözmem gereken büyük bir problemle karşı karşıyayım. Bir tuşa basarak başımıza bela aldık. Hayat şimdi başlıyor.
Hayatta kalmak için öncelikle planlamaya tekrar geri dönelim. Daha öncede bahsettiğimiz gibi pozisyonumuz ister kar ister zarar olsun, nerede çıkacağımızı baştan belirlememiz ve bu koyduğumuz kurallara riayet etmemiz gerekiyor. Gelelim işin risk yönetimi kısmına. Risk yönetimi derken portföy yönetiminden bahsetmiyorum. Zararımızın ve karımızın yönetiminden bahsediyorum. Başarılı paranın kazanıldığı adres tam olarak burası. Paranın kaybedildiği yer ise kişisel disiplin kısmı. Risk yönetiminde üzerinde sadık olmamız gereken tek yer ise Stop Loss. İngilizce ‘kaybı durdur’ anlamına gelmektedir. Biliyorum bunu hiçbirimiz sevmeyiz ama bu konsepti hayatımızın bir parçası haline getirmek zorundayız. Zararı durdurmanın ötesinde ne kadar başarılı para kazanmak için kaç para risk alıyorum. İkramiyesi 100.000,00 TL olan bir bilete 100,00 TL verir misin?  Risk yönetimi aslında bir matematiktir, bir ilimdir. Biz bu piyasada kalmak istiyorsak şansa yer vermememiz gerekiyor. Başarılı para şansa inanmaz. Dilek ve temenniler bittiyse Matematik kullanmaya başlayalım mı?